Covid-19 şüphesiz ki hepimizi çok derinden etkiliyor. Salgın sebebiyle yaklaşık 45 gündür evlerde, günlük yaşantımızdan uzak ve normal’e göre daha az üreterek, belki de finansal olarak kayıplar vererek yaşıyoruz. Salgın geçtikten sonra da toparlanmak uzun zaman alacak. Bunlar her yaştan herkesin görebildikleri. Buna ne bir itirazım ne de bir sözüm olamaz. İtirazım ve sözüm, bu kaos anlarında ortaya bir Mesih edasıyla çıkan, ve bulduğu her fırsatta televizyonlarda, youtube kanallarında, yeni keşfettiği zoom gibi platformlarda salgından sonrası dünya şöyle olacak, ekonomi, böyle, hele hele siyaset de şunlar olacak kehanetleriyle kendisini parlatmaya çalışanlara. İnsanların moral ve umuda ihtiyacı olan günlerde onlara ne yapmazlarsa batacaklarını, hangi sektörlerin batacağını, hangi devletlerin batacağını anlatmayı marifet sayanlara ve bu korkular üzerinden kendisine değer katma peşinde koşanlara!
Alın bir öngörü de benden size gelsin. Evet ekonomi etkilenecek, evet bazıları ekonomik sıkıntılar çekecek çünkü çoğu hazırlıksız yakalandı bu krize. Ama hayat normale döner dönmez her insan kendi gemisinin dümenine kaptan olacak ve şartlar ne gerektiriyorsa o yolda ilerleyecek.
Öğretmek, rehberlik etmek başka, akıl vermek başka, benim aklım en iyisi demek daha bi başka.
Dünyayı girişimciler ile birlikte çalışan teknokratlar bu güne getirdi. İnovasyon dediğiniz bu insanların elinde şekillendi ve faydaya, sermayeye ve kara döndü. Her krizden nice fırsatlar ile birlikte büyüyerek çıkıldı. Batan şirketler olmadı mı? Oldu ama sebebi kriz değildi. Onlar zaten batıyordu çünkü zamana ayak diretiyorlardı. Kriz onların batışını sadece öne çekti hepsi bu. Onlar piyasa kahinleri öngördüğü için batmadılar.
Uzun lafın kısası, insanların bu gibi alışılmadık, hazır olunmadık zamanlarda kahinlerden ve kehanetlerden daha çok morale ve yaşama azmine ihtiyacı var.
Demirel’in çok sevdiğim bir sözü vardır, bu yaşadığımız dönem bana onu hatırlattı. Ömründe iki keçiyi yan yana getirip gütmemiş olan siyasette iktidar olmaya çalışmasın derdi. Bu sözü ile kimi kastederdi bilmem ama aynısı bana hayatında vergi, muhtasar ödememiş, iki kişi dahi çalıştırmamış ve nasıl maaş ödenir bilmeyen, tahsilat sıkıntısı ile ayakta kalma savaşı vermemiş insanların iş dünyasına akıl öğretmeye çalışmasını hatırlatıyor ve doğrusu çok garip geliyor. Bu gibilerin, aynen siyasette olduğu gibi kendi ekonomileri dışında pek bir fayda sağladığı da henüz görülmedi. En azından iş yaşamında 3 büyük kriz atlatmış biri olarak ben görmedim.
Sözün özü, inanan ve morali yüksek insanlara ihtiyaç olacak önümüzdeki dönemde krizden çıkmak için.
Sürçü lisan ettimse affola, sözüm meclisten dışarı… anahtar kelime “KATMA DEĞER”